HABERGRAM sade haber
Güzel güneşli bir sabah uykumu almış ve uyanmıştım. Güzel bir kahvaltı yaptım. Sabah yürüyüşü yapmanın tam zamanı diye düşündüm ve spor ayakkabılarımı giydim. Park ettiğim yerin yanına beş-altı metre yüksekliğinde bir toprak set oluşturulmuş, güzel bir yürüyüş yolu olduğunu gördüm.
Etraf yemyeşil çimenlerle kaplı, otların arasından sarı, mor, lacivert çiçekler çıkmıştı. Bir saat kadar yürüdüm. Bir de ne göreyim! Bir kuzu suyun kenarına yavrulamış, yavrusunun başında beklemiyor mu? Kimsenin göremeyeceği bir yerde hem de. Etrafıma bakındım, kimsecikler yok. Kuzuyu bulan olmazsa mutlaka yavrusunun başına bir iş gelebilir.
Hemen en yakın güvenlik birimine doğru yol aldım. Bulduğum güvenlikçilere; dere içerisinde kayıp bir kuzunun olduğunu ve yeni yavru yaptığını, hareket edemediğini ve kurtarılamazsa ölebileceğini söyledim. Bayan bir görevliyi yanıma verdiler, olay yerine birlikte gittik. Kuzu ve yavrusunu görevliye gösterdim. Bana nereli olduğumu sordu görevli. Gururla “Türkiye” dedim. Türk insanlarına ve bana bu duyarlı davranışımdan dolayı çok teşekkür ettiler.
Ana ve kuzusunu kurtarmanın sevinci ile bir günü daha böyle keyifli geçirdim.
Artık, Organik Tarım Öğrencisi olarak Silifke’ye doğru yola çıkma vakti geliyor. Dönüş yolculuğu yavaş yavaş başlayacak. Sınavların ardından tekrar Avrupa yollarında kaldığımız yerden devam etmek üzere…
